Botanik biliminin bir alt dalı olan palinoloji, polen sporlarını araştıran bilim dalının adıdır. Yunanca “paluno” (serpmek) ve “pale” (toz) kelimelerinden türemiştir. Adli palinoloji ise adli olgularda, polen ve sporların tespit edilmesi, tiplendirilmesi ve karşılaştırılarak davalarda delil olarak kullanılmasını sağlayan polen, spor ve palinomorfların kullanılarak olayların nerede ve ne zaman meydana geldiğini açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır. Bu incelemeler; uyuşturucu, duvar, dam, tel örgüler, bal ve diğer yiyecekler, saman, halı, mobilya döşemeleri, mide, barsak, kadavra (solunum yolları, saçlar, el, ayak tırnakları ve deri), el aletleri (çatal, kaşık, kürek, tırmık, çapa vs.), elbise, kürk, ayakkabı, taşıtlar veya toprakla temas halinde olan herhangi bir nesne üzerinde yapılabilmektedir.
Yazı içeriğinde neler var?
Adli bilimlerin bir dalı olan adli palinoloji, son yıllarda yapılan önemli araştırmalar ve bulgularla kriminal olayların aydınlatılmasında önemli bir yere sahip olmuştur. Davalarda delil olarak kullanılan palinolojik materyaller içerisinde çiçekli bitkiler tarafından üretilen polenler, çiçeksiz bitkiler tarafından meydana getirilen sporlar, mikro canlılar ve mikro fosiller yer almaktadır. Palinoloji biliminin ana konusunu oluşturan polen denince akla genelde bahar mevsiminde uçuşan tanecikler gelir.
Bu polenler hemen her yerde bulunur.
Çiçek üreme hücreleri olarak da tarif edebileceğimiz polenler, bitkilerin büyük çoğunluğunun, nesillerini devam ettirebilmesi için hayatî öneme sahiptir.
Toprağa düştükten sonra yeşeren tohum, mensubu olduğu bitkinin neslinin devam etmesini sağlar. Tohumdan hemen önce açan çiçeklerin ortasındaki erkek üreme organlarının baş kısmında, çiçeğin genel görünüşünden ayrı, ancak bitkinin bütün genetik özelliklerini taşıyan toz şeklinde hücre kümesi vardır. Bitki cinsine göre, bu erkek üreme hücresi tozcuklar ait olduğu çiçeği veya rüzgâr, sinek, böcek, karınca, kelebek, arı gibi vasıtalarla başka yerdeki aynı cins bir çiçeği döller.
Bitkilerin çiçekli dönemlerinin akabinde, vazifesi biten polenler kaybolur. Olayın meydana geldiği zamanın belirlenmesinde ise bitkilerin polinizasyon dönemleri oldukça önemlidir.
Her bitkinin kendine özgü bir çiçeklenme dönemi vardır. Bu dönem bitkinin yetiştiği yerin deniz seviyesinden yüksekliğine, güneşlenme süresine, sıcaklığa, atmosferdeki nem ve yağış miktarına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Polenlerin ömrü türden türe değişiklik gösterdiği gibi, polenin türü de, polen bırakma zamanına ve ağacın cinsine göre farklılık arz eder. Polenlerin ömrü, çevre şartlarına ve mevsim değişikliklerine bağlıdır.
Polenlerin ortalama canlılık süreleri 30–40 gündür. En kısa ömürlü polenler yarım gün yaşarken, en uzun ömürlüler ise 56 gün yaşayabilmektedir. Yapılan çalışmalarda elde edilen palinolojik delillerin (+ 400 ºC) yüksek sıcaklıklara ve bilinen en kuvvetli asitlere, mantar ve bakteri faaliyetlerine karşı son derece dayanıklı olduğu tespit edilmiştir.
Adlî vakalarda, hâdisenin şekline göre polenlerin toplanması gerekmektedir. Adli palinolojik analizler hırsızlık, cinayet, yasadışı madde bulundurma, madde kaçakçılığı, tarihi eser kaçakçılığı, ırza geçme gibi olgularda aydınlatıcı olabilmektedir.
Hemen her yerde ve atmosferde bulunan gözle görülemeyen mikroskobik yapılar olan bitki polenleri, olay yerinde bulunan kişilerin ve materyallerin üzerine bulaşır. Bu polenlerin uygun şekilde alınarak laboratuvarda incelenmesi ve tanımlanması bize kişinin veya materyalin bulunmuş olabileceği yerler hakkında ipuçları verir.
Laboratuvar incelemeleri, palinolojik tanımlamalar ve bu konunun adli yönden incelenmesi adli biyoloji ile palinoloji uzmanlığının beraber kullanılmasını gerektirmektedir. Bunun yanında bitki coğrafyasının bilinmesi ve önceden hazırlanmış ayrıntılı polen haritaları bu alanda çalışanlara kriminal olayların çözümünde faydalı olmaktadır. Alınan örnekten elde edilen polenler, önceden hazırlanmış detaylı polen haritalarıyla mukayese edilerek olay aydınlatılmaya çalışılır.
Son yıllarda özellikle Avrupa, ABD ve Avustralya’da adlî vakaların çözümünde, adlî palinoloji oldukça önem kazanmıştır. Adlî palinolojiye, adlî vakalarda elde edilen deliller üzerindeki polen ve spor tiplerinin tespit edilmesinde ve söz konusu polen ve sporların daha önce tespit edilmiş ve sınıflandırılmış polenler ile karşılaştırılarak davaların aydınlatılmasında başvurulmaktadır.
Adlî palinologlar, cesedin üzerinden veya vaka mahallinden alınan polenlerle; bunların tabiî olarak bulunduğu yer, zaman; şüpheli şahıslar ve şüpheli objelerle vaka mahalli arasında ilişki kurmaya çalışırlar. Örneğin bir ceset üzerindeki çamur, adlî palinologlar tarafından incelenir ve içindeki polenler tespit edilir.
Bir bölgede çok nadir görülen bir ağaç türünden tabiata salınan polenlerin, o bölgeden tamamen farklı bir bölgedeki ceset üzerinde bulunması, maktulün başka bir yerde öldürülüp, daha sonra taşındığı konusunda bilgi verecektir.
Suç ve suçlularla yapılan mücadelede soruşturmanın en önemli ve teknik kısmını olay yeri inceleme çalışmaları oluşturmakla birlikte bu çalışmalardaki başarı adalet sistemini doğrudan olumlu olarak etkilemekte ve olay yerinden elde edilen deliller olayın çözülmesinde ve hukuk sisteminin doğru işlemesinde oldukça önemli bir rol üstlenmektedir. Unutulmamalıdır ki ‘dedektif’ polen ve sporlar, davaların görünmez kahramanı ve suçluların korkulu rüyasıdır.
Bitkilerin parmak izi olan polenler çıplak gözle görünmezler ama işlenen suçların aydınlatılmasında çok marifetlidirler. Meşhur adlî bilimci Edward Locard’ın: “Her temas, bir iz bırakır.” dediği gibi, her adlî vakada da suçlu farkında olmadan ya vaka mahallinden bir şeyler alır veya oraya kendisinden bir şeyler bırakır. Tabiat her şeye kendi lisanıyla bir şahitlik vazifesi yüklemiştir. Bu yüzden Jandarma’nın, vakaları araştırırken neyi, nerede arayacağını çok iyi bilmesi ve tabiatın lisanına da kulak vermesi gerekmektedir.
Jandarma sorumluluk bölgesinde meydana gelen örnek olaylarda görüleceği üzere olaylara müdahale eden olay yeri inceleme ekiplerinin titiz ve dikkatli çalışmaları neticesinde palinolojik bulguların da kullanılması ile olayların şüphelilerle ilişkileri ortaya çıkarılmış ve ilk anda şüpheliler tarafından inkâr yoluna başvurularak faili meçhul gibi görünen olayların aydınlanması sağlanmıştır. Toplum destekli ve halkla bütünleşen; hizmet anlayışını esas alan; yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde tarafların hukukuna da riayet ederek iyi bir güvenlik mühendisi gibi hareket eden; çağının takipçisi 21. yy Jandarmasının bilgisi, ilgisi ve dikkati ile meydana gelen olayları faili meçhulden kurtararak çözmesi kamu vicdanını rahatlatacağı gibi Jandarma’ya halkın saygı ve sevgisinin devamına da katkı sağlayacaktır.
* Ahmet Yesevi Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon bölümünde Lisansüstü eğitim almaktadır.
(Jandarma dergisinin 132 nci sayısında tarafımdan hazırlanan makale olarak yer almıştır.)
(Örnek olaylar gizlilikleri bakımından makalenin buradaki yayınından çıkarılmıştır)
http://tr.wikipedia.org/wiki/Palinoloji
Adli Bilimler Dergisi Eylül 2005, Sayı:3
Dr. Mehmet SULTAN, Polenler Delil Olabilir mi?
Prof. Dr. İ. Hamit Hancı, ADLİ TIP ve ADLİ BİLİMLER
Hacettepe Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü Ders Notları